Перевод: со всех языков на все языки

со всех языков на все языки

ateş gibi

  • 1 ateş gibi

    а) о́чень горя́чий
    б) живо́й, энерги́чный, де́ятельный; как ого́нь

    Türkçe-rusça sözlük > ateş gibi

  • 2 ateş gibi

    adj. fiery, very hot, hardworking, igneous

    Turkish-English dictionary > ateş gibi

  • 3 ateş gibi

    agirnak

    Türk-Kürt Sözlük > ateş gibi

  • 4 ateş gibi

    a) fiery b) piping hot

    İngilizce Sözlük Türkçe > ateş gibi

  • 5 ateş

    ateş s
    1) Feuer nt
    \ateş almak Feuer fangen
    \ateş püskürmek ( fam) Gift und Galle spucken
    birine \ateş vermek jdm Feuer geben
    \ateşiniz var mı? haben Sie Feuer?
    \ateşle oynamak (a. fig) mit dem Feuer spielen
    Olimpiyat A\ateşi das olympische Feuer
    2) ( silah atma) Feuer nt
    \ateş! mil feuer!
    \ateş açmak/kesmek das Feuer eröffnen/einstellen
    \ateş etmek feuern, schießen
    bir el \ateş etmek einen Schuss abfeuern
    3) Flamme f
    \ateş olmayan yerden duman çıkmaz ( prov) kein Rauch ohne Flamme
    bir şeyi kısık \ateşte pişirmek etw auf kleiner Flamme kochen
    4) Fieber nt, Temperatur f
    \ateş düşürmek das Fieber senken
    \ateşi çıkmak Fieber bekommen
    ( hafif) \ateşi olmak (erhöhte) Temperatur haben
    ( yüksek) \ateşi olmak (hohes) Fieber haben
    40 derece \ateşi olmak 40 Grad Fieber haben
    çocuğun \ateşi var das Kind hat Fieber
    dışarısı \ateş gibi ( fam) draußen ist es glühend heiß

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > ateş

  • 6 ateş

    ateş Feuer n; Begeisterung f; MED Fieber n, erhöhte Temperatur; fig Jähzorn m, Hitzköpfigkeit f;
    ateş açmak das Feuer eröffnen;
    ateş almak Feuer fangen; sich aufregen; beschossen werden;
    yüzümü ateş bastı mir schoss das Blut in den Kopf;
    -e (bir el)ateş etmek einen Schuss abfeuern auf A;
    ateş gecesi Johannisnacht f (24. Juni);
    ateş gibi glühend heiß; voller Elan;
    ateş pahasına sündhaft teuer;
    kendini ateşe atmak sich ins Unglück stürzen; sein Leben riskieren;
    ateşe dayanıklı feuerfest;
    -i ateşe tutmak anwärmen (A); unter Beschuss nehmen;
    -i ateşe vermek in Brand stecken (A); jemanden in Panik versetzen; ein Land ins Verderben stürzen;
    ateşi kesmek MIL das Feuer einstellen;
    ateşle oynamak fig mit dem Feuer spielen;
    ateşten indirmek vom Feuer oder Herd nehmen

    Türkçe-Almanca sözlük > ateş

  • 7 ateş

    костёр (м) ого́нь (м) пла́мя (с)
    * * *
    1) ого́нь

    ateş başı — у огня́

    ateşe dayanaklı — огнеупо́рный

    ateşten indirmek — снять с огня́ (напр. кастрюлю и т. п.)

    ateşe vurmak — поста́вить на ого́нь ( для варки)

    ateşi uyandırmak — разжига́ть угаса́ющий ого́нь

    ateş yakmak — разводи́ть ого́нь

    2) жар, [высо́кая] температу́ра

    ateşini almak — а) измеря́ть температу́ру; б) снижа́ть температу́ру

    ateşi çıktı / yükseldi — у него́ подняла́сь / повы́силась температу́ра

    ateşi düştü — у него́ температу́ра спа́ла

    ateş gibi yanmak — горе́ть, быть в жару́ / в лихора́дочном состоя́нии

    ateşi var — у него́ жар

    3) перен. вспы́льчивость, горя́чность

    ateşi başına vurdu — кровь бро́силась ему́ в го́лову, он пришёл в исступле́ние / си́льное возбужде́ние / в я́рость

    ateş kesilmek — а) вспыли́ть, вы́йти из себя́; б) горе́ть (на работе и т. п.)

    ateş püskürtmek / saçmak / yağdırmak — негодова́ть, неи́стовствовать

    ateşi sönmek / soğumak — успока́иваться, утихоми́риваться

    4) воен. ого́нь, стрельба́, пальба́

    ateş açmak — открыва́ть ого́нь

    ateş almamak — дава́ть осе́чку

    ateş altına almak — взять под обстре́л

    ateş desteği — огнева́я подде́ржка

    ateş etmek — вести́ ого́нь, стреля́ть

    ateş kesmek — прекраща́ть ого́нь / стрельбу

    ••

    ateş olmayan yerden duman çıkmazпосл. нет ды́ма без огня́

    ateş düştüğü yeri yakarпосл. беду́ ощуща́ет то́лько тот, на кого́ она́ сва́ливается

    ateşe vursa duman vermezпосл. у него́ среди́ зимы́ сне́га не вы́просишь

    - ateş ağzına atılmak
    - ateşe atmak
    - ateş bacağı sarmak
    - ateş saçağı sarmak
    - ateş basmak
    - ateş çıktı
    - ateş düşmek
    - ateş gibi
    - ateşten gömlek
    - ateşle oynamak
    - ateşe tutmak
    - ateş vermek
    - ateşe vermek
    - ateşine yanmak
    - iki ateş arasında

    Türkçe-rusça sözlük > ateş

  • 8 ateş

    "1. fire. 2. fever, temperature. 3. vivacity, exuberance. 4. zeal, ardor, fervor, vehemence. 5. gunfire; artillery fire. 6. mil. Fire! 7. danger; catastrophe. 8. a light (for a cigarette). - açmak /a/ to open fire (on). - almak 1. to catch fire, take fire. 2. to be alarmed. 3. (for a gun) to be fired. - almamak (for a gun) to misfire. - almaya mı geldin? colloq. Have you come to get fire? Why are you rushing off? -e atılmak/(kendini) -e atmak to throw oneself into the fire, risk one´s life blindly. -e atmak /ı/ to put (someone) in a dangerous position. - bacayı sardı. colloq. Things have gotten out of control. -le barut bir arada/ yerde olmaz/durmaz. proverb It is dangerous to leave a young couple alone together. - basmak /a/ to flush and feel hot from tedium, discomfort, or boredom. -i başına vurmak to explode with anger, blow one´s top. - çıkmak to have a fire break out. -i çıkmak to have one´s fever go up. -i düşmek to have one´s fever go down. - düştüğü yeri yakar. proverb A calamity only really affects its immediate victim. - düşürücü antipyretic. - etmek /a/ to fire (on), shoot (at). - gemisi hist. fire ship. - gibi 1. very hot. 2. very quick, active, agile, intelligent. - gibi yanmak to have a fever. -ten gömlek ordeal. -e göstermek /ı/ to heat (something) slightly by holding it to the fire. - hattı/boyu firing line. -ler içinde feverish, suffering from fever. - kesilmek 1. to get very angry. 2. to become industrious and active. 3. (for gunfire) to stop. - kesmek to cease fire. - kırmızısı fiery red. - olmayan yerden duman çıkmaz. proverb Where there is smoke there is fire. - olsa cirmi/cürmü kadar yer yakar. colloq. He cannot do much harm. -le oynamak to play with fire. - pahasına/pahası very expensive. - parçası 1. very active, industrious. 2. mischievous, naughty (child). - püskürmek/saçmak /a/ to spit fire (at), be very angry (with). - saçağı sardı. colloq. Things have gotten out of control. - tuğlası firebrick. -e tutmak /ı/ 1. to heat (something) slightly by holding it to the fire. 2. to subject to gunfire. -i uyandırmak to poke up a fire. - vermek /a/ to set on fire, burn. -e vermek /ı/ 1. to set fire to. 2. to panic, upset, frighten. 3. to lay waste, ravage, devastate (a country). -e vurmak /ı/ to put (food) on to cook. -e vursan duman vermez. colloq. He is remarkably stingy. - yağdırmak 1. to shoot repeatedly and continuously. 2. to rant and rave at everybody. - yakmak to light a fire. -ine/nârına yanmak /ın/ to be mistreated because of (someone else). -i yükselmek to have one´s fever go up."

    Saja Türkçe - İngilizce Sözlük > ateş

  • 9 огонь

    м
    1) тж. перен. ateş; alev ( пламя)

    развести́ ого́нь — ateş yakmak

    дом в огне́ — ev alevler içindedir

    откры́ть ого́нь по кому-л. — birine, birinin üzerine ateş açmak

    перегово́ры о прекраще́нии огня́ — ateşkes görüşmeleri

    ого́нь любви́ — aşk ateşi

    ю́ноша - ого́нь! — ateş gibi delikanlı!

    глаза́ его́ горе́ли огнём — gözleri alev alev yanıyordu

    у меня́ голова́ в огне́ — başım ateşler gibi yanıyor

    2) ( свет) ışık (-ğı)

    огни́ рекла́мы — reklam ışıkları

    заже́чь ого́нь — ışığı yakmak

    уба́вить ого́нь (в ла́мпе) — lambayı kısmak

    ••

    он за тебя́ гото́в пойти́ в ого́нь и в во́ду — senin için canını vermeğe hazırdır

    попа́сть из огня́ да в по́лымя — yağmurdan kaçarken doluya tutulmak

    ме́жду двух огне́й — iki ateş arasında

    пройти́ ого́нь и во́ду (и ме́дные тру́бы) — feleğin çemberinden geçmek

    Русско-турецкий словарь > огонь

  • 10 огненный

    1) ateş °

    о́гненный шар со́лнца — güneşin ateş yuvarlağı

    в не́бо подня́лся огро́мный о́гненный шар — kocaman bir ateş topu göğe yükseldi

    2) kızıl; alev renkli

    гру́да о́гненного пе́пла — kızıl kül yığını

    о́гненные ма́ки — alev renkli gelincikler

    3) перен. ateşli; ateş gibi yanan ( о глазах)

    о́гненное сло́во — ateşli sözler

    Русско-турецкий словарь > огненный

  • 11 fiery

    adj. ateşli, ateş gibi, kızgın, atılgan, kıpkırmızı, parlayan, yanıcı, ateşlenmiş
    * * *
    ateşli
    * * *
    1) (like fire: a fiery light.) ateş gibi, kızgın
    2) (angry: a fiery temper.) çabuk parlayan/öfkelenen

    English-Turkish dictionary > fiery

  • 12 ცეცხლის სისწრაფე

    s.
    ateş hızında, çok süratli, ateş gibi

    Georgian-Turkish dictionary > ცეცხლის სისწრაფე

  • 13 âzerâsâ

    farsça آذرآسا 1.ateş gibi. 2.ateş rengi.

    Osmanlı Türkçesi Sözlüğü > âzerâsâ

  • 14 heiß

    heiß [haıs] adj
    1) ( sehr warm) çok sıcak; ( Wetter) sıcak;
    \heißes Wasser sıcak su;
    das Kind ist ganz \heiß ( fam) çocuğun ateşi var, çocuk yanıyor;
    draußen ist es drückend/brütend \heiß ( fam) dışarıda boğucu/yakıcı bir sıcak var;
    draußen ist es glühend \heiß ( fam) dışarısı ateş gibi;
    mir ist \heiß piştim;
    Vorsicht, das ist \heiß! dikkat, bu çok sıcak!;
    das Essen \heiß machen yemeği ısıtmak;
    es wird nichts so \heiß gegessen, wie es gekocht wird ( prov) hiçbir şey başta göründüğü kadar kötü değildir;
    \heiß laufen tech aşırı ısınmak;
    man muss das Eisen schmieden, solange es \heiß ist ( prov) demir tavında dövülür
    2) ( Kampf) çetin; ( Debatte) ateşli, hararetli
    3) ( leidenschaftlich) tutkun;
    jdn \heiß und innig lieben ( fam) birine tutkun olmak, biri için yanıp tutuşmak, birini kerem gibi sevmek;
    er ist ganz \heiß darauf, diesen Film zu sehen ( fam) bu filmi görmek için can atıyor
    4) ( fam) ( heikel) nazik; ( gefährlich) tehlikeli;
    \heiße Ware ( fig) çalınmış mal;
    ein \heißes Eisen anfassen ( fig) nazik bir meseleye el atmak, nazik bir meseleyi ele almak
    5) ( fam) ( läufig) kösnük
    6) ( fam) ( großartig) şahane, harika;
    etw \heiß finden bir şeyi harika bulmak
    7) ( fam) ( von Hunden und Katzen) kızana gelen;
    die Katze war \heiß dişi kedi kızana gelmişti

    Wörterbuch Deutsch-Türkisch Kompakt > heiß

  • 15 гореть

    yanmak; parlamak; kızışmak
    * * *
    несов.; сов. - сгоре́ть
    1) врз yanmak

    бума́га гори́т — kağıt yanar

    горе́л лес — orman yanıyordu

    пиро́г сгоре́л — разг. börek yandı

    пиро́г у тебя́ сгоре́л — разг. böreği yaktın

    у него́ на со́лнце сгоре́ло лицо́ — разг. güneşten yüzü yandı

    2) тк. несов. yanmak

    печь ещё не гори́т — fırın daha yanmadı

    3) тк. несов., в соч.

    от волне́ния у неё горе́ло лицо́ — heyecandan yüzü yanıyordu

    у неё лицо́ горе́ло огнём — yüzü alev alevdi

    у меня́ от пе́рца горе́ло во рту — biberden ağzım yanıyordu

    4) тк. несов. parlamak

    у него́ глаза́ горе́ли от ра́дости — sevincinden gözleri ışıl ışıldı

    глаза́ зве́ря горели огнём — (vahşi) hayvanın gözleri ateş gibi parlıyordu

    го́род горе́л огня́ми — şehir ışıklar içindeydi

    5) тк. несов.

    он гори́т жела́нием уе́хать — gitmeye can atıyor

    6) (преть - о сене и т. п.) kızışmak

    Русско-турецкий словарь > гореть

  • 16 hardworking

    adj. çalışkan, hamarat, ateş gibi, çok çalışan, gayretli
    * * *
    çalışkan

    English-Turkish dictionary > hardworking

  • 17 igneous

    adj. ateşe ait, ateşten, ateş gibi, volkanik
    * * *
    1. ateşli 2. volkanik

    English-Turkish dictionary > igneous

  • 18 very hot

    adj. ateş gibi, çok sıcak

    English-Turkish dictionary > very hot

  • 19 very hot

    adj. ateş gibi, çok sıcak

    English-Turkish dictionary > very hot

  • 20 dışarısı

    \dışarısı ateş gibi ( fam) draußen ist es glühend heiß
    \dışarısı ( çok) sıcak/soğuk draußen ist es (sehr) heiß/kalt

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > dışarısı

См. также в других словарях:

  • ateş gibi kesilmek — beklenmedik bir olay karşısında öfke sonucu kanı beynine sıçramak Yüzüm nasıl bir hâl aldı bilmiyorum fakat ateş gibi kesildiğini iyi biliyorum. T. Buğra …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ateş gibi yanmak — ateşi yükselmek Alnı, yanakları ateş gibi yandığı hâlde vücudu tir tir titriyor, dişleri birbirine çarpıyordu. H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ateş gibi — 1) çok sıcak 2) zeki, çalışkan ve becerikli 3) kıpkırmızı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ateş — is., Far. āteş 1) Yanıcı cisimlerin tutuşmasıyla beliren ısı ve ışık, od, nâr Uygarlık ateşten doğmuştur. 2) Tutuşmuş olan cisim 3) Isıtmak, pişirmek için kullanılan yer veya araç Yemeği ateşten indirdim. 4) Patlayıcı silahların atılması Top… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ATEŞ-PARE — f. Ateş parçası. Ateş gibi. * Mc: Çok zeki, çok akıllı. * Durup dinlenmeyen …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • ATEŞ-GÛN — f. Ateş gibi kıpkırmızı …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • ATEŞ-PÂ — f. Ateş gibi. * Mc: Atik, çevik …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • ATEŞ — f. Odun vs. gibi maddelerin yanmasından hasıl olan hâl. Od, nâr. * Kızgınlık, hararet. * Hiddet, gazab, şiddet. * Hayvanın çevik, hareketli ve oynak olması. * Yangın. * Gözyaşı. * Hastalık. * Harb, savaş.(Ateş unsuru, kâinatın bütün kısımlarını… …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • limon gibi — sarı, çok sarı Benzi limon gibi sararmaya, gözleri ateş gibi parlamaya başladı. Y. K. Karaosmanoğlu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kor gibi — kıpkırmızı, ateş gibi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • beniz — is., nzi 1) Yüz Benzi limon gibi sararmaya, gözleri ateş gibi parlamaya başladı. Y. K. Karaosmanoğlu 2) Yüz rengi Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller beniz geçmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»